Sosyal Medya

Teknoloji

Fotoğrafçılar için Web Sitesi Kurulumunda 7 Öneri!

Yayınlandı -

/

Dünyanın dört bir yanındaki girişimcilerin online dünyada başarılı olması için gerekli araç ve yardımı sunan GoDaddy, fotoğrafçıların fark edilmelerine ve hizmetlerinin tanıtımını yapmalarına yardımcı olacak bir web sitesi kurabilmeleri için 7 öneri paylaştı. Bir web sitesi kurmanın fotoğrafçıların işlerini göstermelerine, potansiyel müşterilerine hizmetlerini anlatmalarına ve iletişim bilgilerini vermelerine yardımcı olacağını açıkladı. 

GoDaddy Türkiye ve MENA Bölge Direktörü Selina Bieber, konuyla ilgili olarak, “İnsanların, ürün ve hizmet araştırmak için ilk önce internete başvurduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle fotoğrafçıların da internette kendi köşelerini oluşturması önemli. Evet, Instagram’ın yanı sıra fotoğraflarını sergileyebilecekleri pek çok portfolyo ve stok fotoğraf sitesi de mevcut ancak kendi web sitelerini oluşturmaları, fotoğrafçıların rakiplerinden ayrışmalarını ve daha iyi bilinen sanatçılar olmalarını sağlayabilir. GoDaddy Web Siteleri + Pazarlama Araçları ile fotoğrafçılar bir saatten kısa sürede profesyonel görünümlü, mobil ve SEO uyumlu bir web sitesi kurabilir. Bunlara ek olarak, entegre e-posta pazarlama aracı ve sosyal medya entegrasyonu da hizmetlerini uygun maliyetli ve verimli bir şekilde pazarlamalarına ve müşterileriyle iletişimde kalmalarına yardımcı olabilir,” dedi.

Fotoğrafçıların, işlerini online ortamda büyütmelerine yardımcı olmak üzere sunduğu, web sitesi kurulumuna yönelik 7 ipucu şöyle:

1.Alan adınızı dikkatli seçin

İşinizi ve işletmenizi en iyi şekilde temsil eden, hatırlaması kolay bir alan adı seçin. İnsanların tanımasını istediğiniz, hâlihazırda bir işletme isminiz var mı? Kendi adınız ve soyadınızla mı tanınmak istiyorsunuz? Bu kararı verdikten sonra, alan adı uzantısı olarak ne yaptığınızı net bir şekilde anlatacak .photography gibi bir alan adını tercih etmeyi düşünebilirsiniz. Örneğin, moda fotoğrafları çekiyorsanız, ziyaretçilerinize daha en baştan hangi konuda uzmanlaştığınızı gösteren sokakmodasi.photography gibi bir alan adı seçebilirsiniz.

2.Web sitenizin ne yapmasını istediğinize karar verin

Yeni Kitap / D&R
Dijital_Koleligin_sirlari

Evet, insanların fotoğraflarınızı görüp, size iş vermesini veya fotoğraflarınızı satın almasını istiyorsunuz ancak web sitenizin sizin için ne yapmasını istediğinize karar verirken kendinizi bununla kısıtlamayın. Ziyaretçilerinize, farklı alanlarda çektiğiniz fotoğraflardan oluşan portfolyonuzu göstermenin yanı sıra size kolayca ulaşabilmeleri için iletişim bilgilerinize de yer verin. Telefon konuşmalarını sevmeyenleri de göz önünde bulundurarak, web sitenize bir iletişim formu eklemeyi ve/veya e-posta adresinizi paylaşmayı düşünebilirsiniz. Web siteniz üzerinden iş alabilmek için “şimdi randevu alın” gibi eylem çağrıları kullanabilirsiniz.

3.Web sitenizin her cihazda düzgün işlediğinden emin olun

Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 72’sini oluşturan, 59,3 milyon internet kullanıcısı var ve bunların 56,3 milyonu internete telefonlarından bağlanıyor. Bu, insanların web sitenizi ağırlıklı olarak akıllı telefonları üzerinden ziyaret edebileceğini gösteriyor ve bu nedenle sitenizin mobil uyumlu olması önemli. GoDaddy’nin Web Siteleri + Pazarlama araçları ürün grubunda yer alan, Hazır Web Sitesi (eski adıyla Web Sitesi Mimarı) gibi çözümler, kurulum aşamasında otomatik olarak hem masaüstü, hem de mobil cihazlara uygun bir web sitesi kurmanızı sağlıyor.

4.Arama motorlarının web sitenizi bulabildiğinden emin olun

Arama Motoru Optimizasyonu (SEO), Google’da arama yaptıklarında hizmetlerinize ulaşmak isteyenlerin sizi kolaylıkla bulabilmesi için web sitenizin olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Bu alanda en iyi sonuçları elde edebilmek için, web sitenizde potansiyel müşterilerinizin arıyor olabileceği anahtar kelimelere yer verin. Örneğin, doğa fotoğrafçısıysanız, anahtar kelime olarak “doğa fotoğrafları”nı kullanabilirsiniz. “Doğa fotoğrafları Karadeniz” gibi bir anahtar kelimeyi tercih ederek, lokasyon bilginizi de ekleyebilirsiniz. Bu tür anahtar kelimelere web sitenizde yer vermenizin yanı sıra arama motorlarında üst sıralarda çıkabilmek için yapacağınız diğer şeylerden bazıları da şöyle:

  • Değerli içerikler üretin
  • İlgi çekici eylem çağrıları yazın
  • Backlink’ler ve sosyal paylaşımlar edinin
  • Meta tag’lerde ve web sitenizin ‘head’ bölümünde anahtar kelimelere yer verin
  • Görselleri optimize edin, dosya isimlerinde ve Image Alt tag’lerinde anahtar kelimelere yer verin
  • Web sitenizin özellikle mobilde olmak üzere hızlı yüklendiğinden emin olun
  • Web sitenizi bir SSL sertifikasıyla koruyun (unutmayın ki Google SSL sertifikası olmayan web sitelerini “Güvenli Değil” olarak işaretliyor)

5.Müşteri görüşlerini toplayın ve yayınlayın

Sizin yerinize, sizinle iş yapmış olan birilerinin işletmeniz hakkında olumlu görüşlerde bulunması avantajınıza olacaktır. Web sitenizi ziyaret edenler, başkalarının iyi deneyimler elde ettiğini gördüğünde sizinle çalışmak isteyecektir. Müşteri görüşleri toplamak için kendilerinden direkt istekte bulunabilir veya interneti kullanabilirsiniz; işletmenizin Facebook yorumlarını, yerel rehberlerdeki yorumları inceleyin, Google Alerts’ü kullanın ve sosyal medyada hakkınızda konuşulanları takip ederek, insanların neler söylediğini öğrenin. Onlarla iletişime geçerek, görüşlerine web sitenizde yer verip, veremeyeceğinizi sorun. Görüşlerini almak istediğiniz müşterilerinize sorabileceğiniz birkaç soru şöyle: Birlikte çalışma deneyiminiz iyi miydi, fotoğraflarınızdan memnun kaldılar mı, sizinle tekrar çalışmak isterler mi?

Yeni Kitap / D&R
Dijital_Koleligin_sirlari

6.Müşterilerinizle iletişimde kalın

E-posta pazarlamaya bir şans vermeniz gerektiğini gösteren bazı gerçekler şöyle:

  • E-posta pazarlamanın yatırım getirisi yüzde 3800 seviyesinde
  • Bir Tweet’e oranla e-posta kampanyasından link tıklama elde etme şansınız 6 kat daha yüksek

Bunlara ek olarak, e-posta pazarlama size e-posta adresi toplama, bu sayede mevcut ve potansiyel müşterilerinize daha kişiselleştirilmiş mesajlar gönderme fırsatını sunuyor. Pazarlama çalışmalarınız, bir müşterinin işini tamamladığınızda sonlanmamalı; e-posta pazarlama ile insanların aklında kalmaya devam edebilirsiniz ve bir sonraki projeleri için akıllarına ilk siz gelebilir, yine birlikte çalışabilirsiniz. GoDaddy’nin Web Siteleri + Pazarlama Araçları ürününün entegre e-posta pazarlama özelliği sayesinde e-posta pazarlama kampanyalarını kolaylıkla oluşturup, yönetebilir, müşterilerinizle etkileşiminizi rahatlıkla devam ettirebilirsiniz. Onlarla, sunduğunuz hizmet ve teklifler, fotoğrafa yönelik ipuçları, belli dönemlerde sunduğunuz indirimler ve ilgi çekebileceğini düşündüğünüz diğer içerikleri paylaşabilirsiniz.

7.Sosyal medyayı entegre edin

Forbes’a göre, tüketicilerin yüzde 82’si sosyal medyada aktif olan şirketlere daha fazla güveniyor. Web sitenize Facebook ve Twitter gibi platformlardaki sosyal medya hesaplarınızı entegre ederek, bunun avantajlarından faydalanabilirsiniz. Müşterilerinizle aranızda bir güven oluştuktan ve onlar “Beğen” tuşuna bastıktan sonra, kendileriyle iletişime geçmek için bir kanal daha edinmiş olursunuz. Ziyaretçilerinizin, web sitenizde yer alan içerikleri paylaşmasını kolaylaştırın. Bu sayede zaman içinde mevcut müşterileriniz, pazarlama ekibiniz haline dönüşebilir.

Dijital dünyada, yaptığınız işte en iyi olmak yeterli olmuyor. Aynı zamanda sunduğunuz ürün ve hizmetlerden faydalanabilecek insanlara nasıl ulaşacağınız hakkında kafa yormanız gerekiyor. Bu doğrultuda, kendi fotoğraf web sitenizi oluşturmanız iyi bir ilk adım olacaktır.

Yeni Kitap / D&R
Dijital_Koleligin_sirlari
OKUMAYA DEVAM EDİN

Teknoloji

Microsoft’un OpenAI ortaklığı Google kıskançlığından mı doğdu?

Yayınlandı -

/

Microsoft'un OpenAI ortaklığı Google kıskançlığından mı doğdu? Teknoloji

Günümüzün yapay zeka ortamının temelinde korku, kıskançlık ve yoğun kapitalist hırsın yattığı ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı’nın Google’a karşı açtığı antitröst davasında ortaya çıkan ve ilk olarak Business Insider tarafından haberleştirilen e-postalar, Microsoft yöneticilerinin Google’ın yapay zeka liderliği karşısında endişe ve kıskançlık duyduklarını gösteriyor. Bu durum, Windows üreticisinin şu anda vazgeçilmez ortağı olan OpenAI’ye ilk milyar dolarlık yatırımını yapmasına yol açan bir aciliyet yarattı.

Microsoft CEO’su Satya Nadella, “OpenAI Üzerine Düşünceler” başlıklı ve büyük ölçüde redakte edilmiş bir 2019 e-posta dizisinde, CTO Kevin Scott’tan CFO Amy Hood’a uzun bir mesaj iletiyor. Nadella, “Bunu neden yapmamızı istediğimi açıklayan çok iyi bir e-posta… ve ayrıca neden altyapı çalışanlarımızın bunu gerçekleştirmesini sağlayacağımızı da açıklıyor” diye yazdı.

Scott, Google’ın hızla büyüyen yapay zeka yetenekleri konusunda “çok ama çok endişeli” olduğunu yazdı. Başlangıçta şirketin “oyun oynama marifetlerini” göz ardı ettiğini söyleyen Scott, muhtemelen Google’ın AlphaGo modellerine atıfta bulunuyor. Bu modellerden biri 2017’de Go dünya şampiyonu Ke Jie’yi yenerek o zaman için dikkate değer bir başarıya imza atmıştı. (Google’ın daha sonraki modelleri bunu aşarak insan eğitimine olan ihtiyacı tamamen ortadan kaldırdı).

Ancak Scott, Google’ın oyun oynama konusundaki ilerlemesini görmezden gelmenin “bir hata olduğunu” söylüyor. Scott, “Kolayca kopyalayamayacağımız [doğal dil] modelleri oluşturmak için inşa ettikleri tüm altyapıyı aldıklarında, işleri daha ciddiye almaya başladım” diye yazdı. “Ve model eğitimi için Google ile aramızdaki tüm kapasite boşluklarının nerede olduğunu anlamaya çalıştıkça, çok ama çok endişelendim.”

Scott, Microsoft’un Google’ın cümle içindeki kelimelerin anlamını ve bağlamını çözen bir yapay zeka modeli olan BERT-large’ı kopyalamakta nasıl zorlandığını anlatıyor. Scott, suçu rakibinin yaptığı ve Microsoft’un yapmadığı altyapı atılımlarına yükledi.

“BERT-large’ı kopyalamanın bizim için kolay olmadığı ortaya çıktı. Model için şablona sahip olmamıza rağmen, altyapımız bu göreve uygun olmadığı için modeli eğitmemiz ~6 ay sürdü,” diye yazdı Microsoft CTO’su. “Google bundan en az altı ay önce BERT’e sahipti, yani bizim 340 milyon parametreli bir modeli eğitme kabiliyetini bir araya getirmemiz için geçen sürede, onlar bunu üretime nasıl geçireceklerini bulmak ve daha büyük ölçekli, daha ilginç modellere geçmek için bir yıl geçirdiler.”

Yeni Kitap / D&R
Dijital_Koleligin_sirlari

Ayrıca Google’ın Gmail otomatik tamamlama yeteneklerine hayranlık ve gıpta duyduğunu belirterek, bunun “korkutucu derecede iyi olmaya başladığını” söyledi. Microsoft’un “[makine öğrenimi] ölçeği açısından rekabetin birkaç yıl gerisinde” olduğu yorumunu yaptı. OpenAI, DeepMind ve Google Brain’in “ilginç” büyümesi hakkında yorum yaptı.

Scott, Microsoft’un makine öğrenimi ekiplerindeki “çok zeki” insanlardan övgüyle bahsetti ancak bu kişilerin hırslarının sınırlandırıldığını söyledi. Scott, “Ancak bu büyük ekiplerin her birinin içindeki çekirdek derin öğrenme ekipleri çok küçük ve hırsları da kısıtlı, bu da biz onlara kaynak sağlamaya başlasak bile, ölçek büyütmek için hala bir öğrenme sürecinden geçmeleri gerektiği anlamına geliyor” diye yazdı. “Ve ML ölçeği açısından rakiplerimizin birkaç yıl gerisindeyiz.”

Hood’a Scott’ın endişelerinin “neden bunu yapmamızı istediğimi”, yani OpenAI’ye yatırım yapmamızı istediğini söyledikten sonra, şirket CEO’sunun isteklerini yerine getirdi. Microsoft, Sam Altman liderliğindeki girişime 2019 yılında bir milyar dolar yatırım yaptı ve gerisi hızla değişen bir tarih. (Şu anda 13 milyar dolar yatırım yapmış durumda.) Bu teknoloji inanılmaz şeyler yapsa da, işgücü piyasasının içini boşaltma ve propagandacılara zaten yaygın bir dezenformasyon çağında bugüne kadarki en güçlü araçlarını verme tehdidi taşıyor.

OKUMAYA DEVAM EDİN

Mobil Foto

2024 için en iyi şifre yöneticisi uygulamaları!

Yayınlandı -

/

2024 için en iyi şifre yöneticisi uygulamaları! Teknoloji

Çevrimiçi hesaplarımıza giriş yaparken genellikle bir amaç güderiz. Sosyal medyada gezinmek veya kesintisiz bir şekilde banka ekstresini kontrol etmek için mümkün olduğunca çabuk girmek isteriz. Sabırsız davranmak ve her şey için aynı şifreleri kullanarak giriş güvenliğini elden kaçırmak kolaydır – yaşadığınız sokaklar veya çocuklarınızın ya da evcil hayvanlarınızın isimleri gibi olağan şüphelileri düşünün. Ancak bu bir güvenlik kabusudur: Kötü niyetli bir aktör tek bir sızıntıyla en hassas hesaplarınızdan bazılarına erişebilir. Parola yöneticileri, her hesap için benzersiz, güçlü parolalar saklamanın ve geliştirmenin kolay bir yolunu sunarak bu tehdidi azaltmaya yardımcı olur. Ancak bu hizmetlerin hepsi aynı şekilde oluşturulmamıştır. İhtiyaçlarınıza uygun olanı seçmenize yardımcı olmak için şu anda mevcut olan en iyi dokuz parola yöneticisini test ettik. 1Password, sıfır bilgi politikası, çok sayıda güvenlik özelliği ve genel kullanım kolaylığı sayesinde en iyi parola yöneticisi için en iyi seçimimiz olmaya devam ediyor, ancak göz önünde bulundurulması gereken başka sağlam programlar da var.

  • 1Password
  • Bitwarden
  • NordPass
  • Dashlane
  • Keeper
  • LastPass

Parola yöneticilerini sanal kasalar gibi düşünün. Değerli eşyalarınızı, bu durumda genellikle çevrimiçi kimlik bilgilerinizi, kasanın yalnızca güvenlik anahtarı veya ana parola ile erişebileceğiniz bir bölümünde tutarlar. Bu hizmetlerin çoğu, sahip olduğunuz her şifreyi hatırlamanıza gerek kalmadan herhangi bir siteye giriş yapmanızı kolaylaştıran otomatik doldurma özelliklerine sahiptir ve kredi kartı bilgilerinizi ani satın alımlar için yakın tutar.

Ancak şifrelerin çevrimiçi kimliğinizi güvende tutmanın en önemli yollarından biri olduğu düşünüldüğünde, şifre yöneticilerinin gerçek değeri çevrimiçi ortamda güvende kalmaktır. Michigan Üniversitesi’nde bilişim, elektrik mühendisliği ve bilgisayar bilimleri alanında doçent olan Florian Schaub, “Parola yöneticisi olmadan benzersiz, uzun ve tahmin edilmesi zor parolalara sahip olmak mümkün değil” dedi.

Genel kılavuz, güvenli parolaların benzersiz olması, izin verilen en uzun karakter sayısına sahip olması ve büyük harfler, küçük harfler, rakamlar ve özel karakterler içermesi gerektiğini belirtmektedir. Bu, bir sitenin gereksinimlerine bağlı olarak küçük değişikliklerle her yerde tek bir parola kullanmanın tam tersidir. Kaç tane çevrimiçi hesap ve site için kimlik bilgileriniz olduğunu düşünün – şifreleri güvenli bir şekilde saklayabileceğiniz bir yer olmadan hepsini hatırlamak imkansız bir görevdir (hayır, masanızdaki yapışkan bir not bunu kesmez). Parola yöneticileri daha kolay erişilebilirdir ve bu uzun parolaları sizin için doldurma avantajı sunar.

Tüm hassas bilgilerinizi tek bir yerde saklamak mantığa aykırı görünüyor. Tek bir saldırı, tüm bilgilerinizi bir saldırgana kaptırmanıza ve çevrimiçi varlığınızı yeniden oluşturmak için aylarca hatta yıllarca uğraşmanıza neden olabilir; kredi kartlarınızı ve diğer hesaplarınızı iptal etmek zorunda kalmanız da cabası. Ancak bu alandaki uzmanların çoğu, parola yöneticilerinin kişisel verilerinizi takip etmenin genel olarak güvenli ve emniyetli bir yolu olduğu ve güçlü, karmaşık parolaların faydalarının olası risklerden daha ağır bastığı konusunda hemfikir.

Bu şifreleri güvende tutma mekaniği sağlayıcıdan sağlayıcıya biraz farklılık gösterir. Genel olarak, bilgilerinizin geri kalanını koruyan uzun, karmaşık bir “ana parolanız” vardır. Bazı durumlarda, yeni cihazlarda oturum açtığınızda girmeniz için bir “güvenlik anahtarı” da alabilirsiniz. Bu, şirketin kayıt sırasında size göndereceği rastgele bir harf, sayı ve sembol dizisidir. Bu anahtarı yalnızca siz bilirsiniz ve cihazınızda yerel olarak saklandığı ya da kağıda basıldığı için bilgisayar korsanlarının bulması daha zordur.

Bu çoklu güvenlik katmanları, parola yöneticisi sağlayıcınız bir ihlal yaşasa bile bir saldırganın kasanıza girmesini zorlaştırır. Ancak şirket birkaç güvenlik temelini de takip etmelidir. “Sıfır bilgi” politikası, şirketin verilerinizin hiçbirini dosyada tutmadığı anlamına gelir, bu nedenle bir saldırı durumunda bilgisayar korsanlarının bulabileceği hiçbir şey yoktur. Pentestler ve güvenlik denetimleri gibi düzenli sağlık raporları, şirketleri en iyi uygulamalarda eşit tutmak için gereklidir ve hata ödül programları veya açık kaynaklı bir web sitesinde barındırma gibi diğer çabalar, güvenlik kusurları için sürekli uyanık olmayı teşvik eder. Çoğu parola yöneticisi artık Gelişmiş Şifreleme Standardı (AES) kapsamında belirli bir düzeyde şifreleme de sunmaktadır. AES 256-bit en güçlüsüdür, çünkü en fazla sayıda olası kombinasyon vardır, ancak AES 128-bit veya 192-bit hala iyidir.

Yeni Kitap / D&R
Dijital_Koleligin_sirlari
OKUMAYA DEVAM EDİN

Teknoloji

X, engelleme düğmesinin çalışma şeklini değiştiriyor!

Yayınlandı -

/

X, engelleme düğmesinin çalışma şeklini değiştiriyor! Teknoloji

Elon Musk, blok düğmesinin hayranı olmadığını gizlemedi. Şimdi X, platformunda blokların çalışma şeklini değiştiriyor, ancak (şimdilik) Musk’ın bu özelliği tamamen ortadan kaldırma isteğinden uzak duruyor.

Bunun yerine X, bir engelleme bağlamında yanıtların görünürlüğünde ince ayar yapıyor. Önceden, bir kullanıcı X’te birini engelleyebilir ve yine de gönderilerine yanıt verebilirdi. Ve engellenen kişi bu yanıtı göremiyor ya da kendisini engelleyen kişinin gönderileriyle etkileşime geçtiğini bilemiyordu. Bu durum artık geri alınıyor, böylece kullanıcılar paylaşım yapan kişi onları engellemiş olsa bile doğrudan yanıtları görebilecekler. X’in mühendislik ekibinden yapılan açıklamada, değişikliğin “engelleme özelliğini halka açık bir şehir meydanı olarak ilkelerimizle uyumlu hale getirmeye yönelik süregelen taahhüdümüzün bir parçası” olduğu belirtildi.

Gönderide ayrıca, hizmette en yaygın kullanılan güvenlik özelliklerinden biri olan engellemelerde daha fazla değişiklik olabileceği ima edildi. Şirket, “Amacımız, paylaşımların herkese açık görünürlüğünü korurken kullanıcıların deneyimlerini kontrol etmelerine olanak sağlamaktır” dedi. Bu, birçok kez halka açık bir “engelleme” özelliğinin “hiçbir anlam ifade etmediğini” ve “engellemenin DM’ler dışında bir ‘özellik’ olarak silineceğini” söyleyen Musk’ın önceki yorumlarıyla uyumlu görünüyor.

Şimdilik, engelleme konusundaki değişiklikler o kadar da sert değil. Hatta, insanların platformda kendileri hakkında neler söylediğini daha fazla görmek isteyen bazı kullanıcılar tarafından memnuniyetle karşılanabilir. Ancak X’in daha önce engellenen içeriğin görünürlüğünü değiştirmeye başlaması, gelecek daha önemli değişikliklerin bir işareti de olabilir.

OKUMAYA DEVAM EDİN

Mobil Foto

Apple’ın iPhone 12’si artık MagSafe olmayan şarj cihazlarıyla 15W’ta kablosuz olarak şarj edilebiliyor!

Yayınlandı -

/

Apple'ın iPhone 12'si artık MagSafe olmayan şarj cihazlarıyla 15W'ta kablosuz olarak şarj edilebiliyor! Teknoloji

Apple, iPhone 12’nin piyasaya sürülmesiyle birlikte kablosuz şarj gücünü iki katına çıkararak 15 watt’a yükseltti, ancak bir sorun vardı: yalnızca Apple markalı MagSafe şarj cihazları tam güçte çalışıyordu. Şimdi ise kullanıcılar sürpriz bir güncelleme alıyor. MacWorld’ün haberine göre, en son iOS 17.4 sürümü artık üçüncü taraf Qi2 şarj cihazlarının da maksimum 15 watt güçte şarj etmesine izin veriyor.

Apple, iOS 17.2 ile birlikte iPhone 13 ve 14 için Qi2 15 watt kablosuz şarj desteğini sunmuştu. iPhone 15 ise bu standardı en başından beri destekliyordu. Aslında bu standart Apple’ın MagSafe teknolojisine dayanıyor ve Apple Wireless Power Consortium (WPC) yönetim kurulunun “yönlendirici üyesi” ve başkanı.

Ancak iPhone 12 Ekim 2020’de piyasaya çıktığında Qi2 henüz mevcut değildi ve WPC’nin orijinal Qi standardı 7,5 watt ile sınırlıydı. iPhone 12 MagSafe kullandığından, görünüşe göre Qi2’yi ve daha yüksek maksimum şarj kapasitesini destekleyebiliyordu.

Apple henüz bu değişiklik hakkında resmi bir yorum yapmadı. Ancak Macworld, iPhone 12’yi Qi2 aygıtlarıyla test etti ve resmi MagSafe şarj cihazlarının şarj hızlarıyla eşleştiğini tespit etti.

Şarj cihazı üreticisi Belkin de Qi2 şarj cihazlarının “Qi2 yuvalı cihazlara 15 watt’a kadar hızlı kablosuz şarj sağlamak için tam sertifikalı olduğunu” belirtirken, diğer soruları Apple’a yönlendirdi. Değişiklikle birlikte tüm MagSafe iPhone’lar artık Qi2 şarjı destekliyor.

Apple’ın iPhone serisiyle Qi2’yi destekleme hamlesi, şirket içi tescilli çözümleri tercih etme eğiliminde olduğu düşünüldüğünde biraz sürpriz oldu. AB, birden fazla standardın israf edilmesini önlemek için USB-C şarjına geçmeye zorladığından, düzenleyicileri savuşturmak için yapılmış olabilir.

Yeni Kitap / D&R
Dijital_Koleligin_sirlari
OKUMAYA DEVAM EDİN

Teknoloji

Bazı Spotify planları daha pahalı olacak!

Yayınlandı -

/

Bazı Spotify planları daha pahalı olacak! Teknoloji

Balıklar yüzüyor, kuşlar uçuyor ve yayın hizmetleri fiyatlarını artırıyor. İşler (çoğunlukla) böyle yürüyor. Spotify, Premium için uzun bir süre aynı fiyatlandırmayı sürdürdükten sonra, bazı ülkelerde bir yıl içinde iki kez artıracak gibi görünüyor.

Bloomberg’e göre Spotify Premium, Nisan ayı sonuna kadar İngiltere, Avustralya ve Pakistan’ın da aralarında bulunduğu birkaç pazarda bireysel plan için yaklaşık 1 dolar, aile ve ikili planlar için ise yaklaşık 2 dolar daha pahalı olacak. Rapor, ABD’nin de bu yıl içinde benzer bir artış için sırada olduğunu gösteriyor.

Daha yüksek ücretlerin sesli kitap tekliflerinin maliyetlerini dengelemesi bekleniyor. Ekim ayından bu yana, belirli pazarlardaki Premium kullanıcılar ayda 15 saatlik sesli kitabı hiçbir ekstra ücret ödemeden dinleyebiliyorlar. Şirketin şimdiye kadar güçlü seviyelerde sesli kitap tüketimi gördüğü söyleniyor.

Kullanıcılar 15 saatlik sınırı aşarlarsa, 10 saatlik bir yükleme için ödeme yapabilirler. Spotify, Premium sesli kitap kütüphanesinden daha fazla para kazanıyor. Şirket ayrıca web mağazasında da sesli kitap satıyor.

Spotify 2018’de halka açıldığından bu yana kârlılık peşinde ve bu hedefe ulaşmasına yardımcı olmak için birkaç abonelik katmanı daha hazırladığı söyleniyor. Bunlardan birinin (daha pahalı bir seçenek), şirketin uzun zamandır vaat ettiği bir özellik olan yüksek kaliteli ses sunacağı bildiriliyor.

Ayrıca reklamsız müzik ve podcast’leri içeren ve sesli kitapların devre dışı bırakıldığı temel bir katman da sunabilir. Bu planın Spotify’ın şu anda Premium için aldığı ücretle aynı olan aylık 11 dolara mal olması bekleniyor. Böylece Spotify’ın geçen ay ABD’de tanıttığı sadece sesli kitaplara özel 10 dolarlık plan daha anlamlı hale gelmeye başladı. Sizce Türkiye, ne olacak?

Yeni Kitap / D&R
Dijital_Koleligin_sirlari
OKUMAYA DEVAM EDİN

Teknoloji

OpenAI, sadece 15 saniyelik bir ses verisinden klonlama yapıyor!

Yayınlandı -

/

OpenAI, sadece 15 saniyelik bir ses verisinden klonlama yapıyor! Teknoloji

OpenAI kısa bir süre önce Voice Engine adlı yeni bir aracın küçük ölçekli bir ön izlemesini gerçekleştirdiğini duyurdu. Bu, 15 saniyelik bir ses örneğini analiz ederek herhangi bir konuşmacıyı taklit edebilen bir ses klonlama teknolojisidir. Şirket, “duygusal ve gerçekçi sesler” ile “kulağa doğal gelen konuşma” ürettiğini söylüyor.

Teknoloji, şirketin önceden var olan metinden konuşmaya API’sine dayanıyor ve 2022’den beri üzerinde çalışılıyor. OpenAI, mevcut metinden konuşmaya API’sinde ve Sesli Okuma özelliğinde bulunan önceden ayarlanmış sesleri güçlendirmek için araç setinin bir sürümünü zaten kullanıyor. Şirketin resmi blogunda bir dizi örnek var ve sesler ürkütücü bir şekilde gerçeğe yakın. Onları dinlemenizi ve hem iyi hem de kötü olasılıkları hayal etmenizi öneririm.

OpenAI, bu teknolojinin okuma yardımı, dil çevirisi ve ani veya dejeneratif konuşma koşullarından muzdarip olanlara yardımcı olmak için yararlı olduğunu düşündüklerini söylüyor. Şirket, bir okul projesi için kaydedilen seslerden bir Ses Motoru klonu oluşturarak konuşma bozukluğu sorunları olan bir hastaya yardımcı olan bir Brown Üniversitesi pilot programını gündeme getirdi.

Potansiyel faydalarına rağmen, kötü niyetli kişilerin bu teknolojiyi kötüye kullanarak ciddi bir deepfake maskaralığına girişecekleri kesin, ki bu zaten bir sorun. Bunu akılda tutarak, Voice Engine tam olarak kullanıma sunulmadan önce karşılanması gereken ciddi gizlilik endişeleri olduğundan, prime time için tam olarak hazır değildir.

OpenAI bu teknolojinin “ciddi riskler taşıdığını ve özellikle seçim yılında bu risklerin daha da arttığını” kabul ediyor. Şirket, ürünün en az riskle piyasaya sürülmesini sağlamak için “hükümet, medya, eğlence, eğitim, sivil toplum ve ötesinden ABD’li ve uluslararası ortaklardan” gelen geri bildirimleri bir araya getirdiğini söylüyor. Tüm önizleme test katılımcıları, OpenAI’nin rızası ya da yasal hakkı olmadan başka bir bireyin kimliğine bürünmeyi yasaklayan kullanım politikalarını kabul etti.

Buna ek olarak, bu teknolojiyi kullanan herkes seslerin yapay zeka tarafından üretildiğini izleyicilerine açıklamak zorunda kalacak. OpenAI, herhangi bir sesin kaynağını izlemek için filigranlama ve sistemin nasıl kullanıldığına dair “proaktif izleme” gibi güvenlik önlemleri uyguladı. Ürün resmi olarak piyasaya sürüldüğünde, tanınmış kişilere çok benzeyen yapay zeka tarafından oluşturulmuş konuşmacıları tespit eden ve engelleyen bir “kullanılmayacak ses listesi” olacak.

Yeni Kitap / D&R
Dijital_Koleligin_sirlari

Bu sunumun ne zaman gerçekleşeceğine gelince, OpenAI ağzını sıkı tutmaya devam ediyor. TechCrunch bazı potansiyel fiyatlandırma verilerini ortaya çıkardı ve görünüşe göre ElevenLabs gibi bu alandaki rakiplerin altında kalacak. Voice Engine bir milyon karakter başına 15 dolara mal olabilir, bu da yaklaşık 162.500 kelimeye denk geliyor. Bu da Stephen King’in The Shining kitabının uzunluğuna denk geliyor. Bir sesli kitabı tamamlamak için kesinlikle bütçe dostu bir yol gibi görünüyor. Pazarlama materyalleri ayrıca iki kat daha pahalı olan “HD” versiyona da atıfta bulunuyor, ancak şirket bunun nasıl çalışacağını detaylandırmadı.

OKUMAYA DEVAM EDİN
Yeni Kitap / D&R Dijital Köleliğin Sırları
Yeni Kitap / D&R Dijital Köleliğin Sırları

Trend