Sosyal Medya

Fotoğrafçılık Terimleri – D Harfi

D Harfi – Listesi

DAC (Digital to Analog Converter): 

Sayısal-Analog Çevirici.

Dagerreyotip: 

İlk fotoğraf yöntemlerinden biri. İyot buharında duyarlı hale getirilmiş gümüş levha, fotoğraf makinesinde yaklaşık 20 dakika pozlandıktan sonra cıva buharında geliştirme sağlanır. Elde edilen görüntü pozitiftir.

Dağınık ışık: 

Belli bir noktaya yönlendirilmeyen, geniş bir alana yayılan, noktasal olarak ışık vermeyen aydınlatma kaynağı. Yumuşak ışık olarak da bilinir.

Degrade: 

Koyu renkten açık renge ya da bir renkten başka bir renge geçiş işlemi sırasında meydana gelen renk geçişi.

Değişebilir mercek sistemi: 

Fotoğraf makinelerinde farklı odak uzaklıklı objektifleri kullanabilmek için geliştirilmiş bir sistem.

Değişken kontraslıklı kâğıtlar (variable contrast papers): 

Baskı işlemi sırasında farklı renklerde ışık kullanılarak farklı kontrastlık derecelerinin elde edilebildiği özel bir fotoğraf kağıdı türü.

Değişken odak uzunluklu objektif (variable focus lens): 

Belirli alt ve üst sınırlar içindeki tüm odak uzunluklarına sahip olabilen objektif türü; zoom objektif.

Deklanşör (shutter release): 

Fotoğraf makinesinde, örtücünün açılıp kapanmasını sağlayarak fotoğrafın çekilmesini sağlayan düğme.

Deklanşör gecikmesi: 

Deklanşör düğmesine basılan an ile ışığa duyarkatın (film ya da algılayıcının yüzeyinin) pozlanması arasında geçen süre. Basit sayısal makinelerde bu süre uzun olduğu için (1 s ya da daha fazla) dikkat edilmesi gerekir.

Deklanşör kablosu (cable release): 

Fotoğraf çekerken deklanşöre basıldığında doğabilecek titreşimleri önlemek ya da deklanşöre uzaktan kumanda edebilmek amacıyla kullanılan esnek ve bükülebilen tel biçimindeki deklanşör. Bkz çekim düğmesi uzatma kablosu.

Dekupe: 

Bir bütünden belli biçimlerde parçalar kesme ya da bir görüntünün etrafını boşaltma işlemi.

Deneme şeridi: 

Baskıda farklı pozlandırma aralıkları uygulanan bir baskı kartı şeridi. Asıl baskı için bir pozlama kılavuzu olarak kullanılır.

Denge: 

Görüntü alanı içindeki görsel estetik öğelerin, nesnelerin ya da olayların birbirini tartacak şekilde düzenlenmesi.

Dengeleyici banyo (compensating development): 

Fotoğraf çekimi, filmlerin ISO değerleri dikkate alınarak yapılmasına karşın bazı durumlarda mevcut filmin ISO değeri ile banyo süreleri değiştirilerek oynanabilir. Bu yöntem itme-çekme işlemi olarak bilinir. İtme sürecinde önerilen değerden daha hızlı çekim (pozlama) yapılırken banyo süresi belirli oranda artırılır. Filme çekme prosesi uygulandığında ise önerilen değerden daha yavaş çekim (+ pozlama) yapılırken banyo süresi belirli oranda azaltılır, itme-çekme işlemleri siyah-beyaz ve saydam filmlerde sıklıkla uygulanmaktadır.

Densitometri: 

Yoğunluk ölçümü.

Derinlik: 

Bir görüntünün keskinliği, alan derinliğinin benzer şekilde yakın tanımı. / Bir baskının veya saydamın siyah alanlarının zenginliğinin öznel değeri.

Derinlik algılaması: 

Bakaçtan görülen bir nesnenin uzaklığının kesin veya yaklaşık olarak algılanması.

Developer: 

Fotoğraf basımı işinde kullanılan yıkama aleti; yıkamaç. / bkz geliştiriciler.

Developman (development): 

Işığa karşı hassas malzemeye poz verdikten sonra kullanılan kimyevi banyo işlemi. Bkzgeliştirme işlemi.

DIN (Deutsche Industrie Normen): 

Alman standartlarına göre filmlerinin ışığa karşı duyarlıklarını belirleyen değer. DIN değeri 3 kat arttığında filmin duyarlığı 2 kat artar.

Dış ışık: 

Güneş başta olmak üzere fotoğraf makinesinin önündeki aydınlatma kaynakları.

Dia (diapositivie): 

Saydam tabaka üzerine çekilen pozitif fotoğraf, diapozitif > diyapozitif; diya; saydam, slayt. Bkzsaydam.

Difüzör (diffuser): 

Işığı yayan ya da yumuşatan her türlü malzeme; yayıcı.

Dijital yakınlaştırma (digital zoom): 

Var olan görüntünün çözünürlük değiştirilmeden büyütüldüğü sanal bir yakınlaştırmadır. Bkz optik yakınlaştırma.

Diyafram (diaphram): 

Fotoğraf makinelerinin objektiflerinde, açılıp kısılarak duyarkata (filme ya da algılayıcının yüzeyine) ulaşacak ışık miktarını ayarlayan düzenek. Diyafram açıklığı anlamında kullanıldığı da olur.

Diyafram açıklığı (aperture): 

Işığın objektif üzerinden duyarkata (film ya da algılayıcıya) doğru geçişindeki açıklıktır. Bu standart açıklıklar “f” değerleri ile belirlenir. Gözün irisine benzeyen bir şekilde, yaprakçıkların üst üste gelmesi açıklığın çapını denetler. Alan derinliği denetleme araçlarından birisidir. Diyafram açıklığı büyükken net alan derinliği (NAD) azalır, buna karşılık diyafram açıklığı küçükken net alan derinliği (NAD) artar. Diyafram aralıklarında bir değer değiştirme, 1 stop değişiklik anlamına gelir. Bir değeri bir sonraki değere değiştirme (sayısal olarak büyütme yani ışık geçecek alanı küçültme), duyarkata (filme ya da algılayıcıya) ulaşan ışığın miktarını bir önceki geçen ışık miktarına göre yarıya indirecektir. Tersine olarak diyafram değerini bir önceki değere değiştirme (sayısal olarak küçültme yani ışık geçecek alanı büyütme), duyarkata ulaşan ışığın miktarını bir önceki geçen ışık miktarına göre iki katına çıkartacaktır. Diyafram açıklığı halkasındaki numaralar merceğin odak uzunluğu ile diyafram açıklığının çapı arasındaki orana denk gelir. Bkz örtücü hızı, alan derinliği.

Diyafram değeri (F/number): 

Diyaframın çeşitli açıklık durumlarını simgeleyen sayılar. Diyafram değeri, objektif çapının, diyafram açıklığı çapına bölünmesi ile bulunur. Belirli bir diyafram değerine sahip tüm objektiflerin, o değerde, aynı miktarda ışık geçirmeleri gerekir. Diyafram değerlerinin sayısal olarak yükselmesi, makineye girecek ışığın azalacağını, küçülmesi ise artacağını gösterir. Diyafram değerleri arasındaki en önemli bağlantı ise herhangi bir değerin bir öncesindeki değerin kendisine göre tam iki misli, bir sonraki değerin ise yine kendisine öre tam yarısı kadar ışık geçirgenliğini ifade etmeleridir.

Diyafram ölçer: 

Bir objektifin etkili açıklığını ölçen aygıt.

Diyafram öncelikli pozlama (aperture priority): 

Birçok çekim koşulunda, belirli bir diyafram değerinin kullanımına ihtiyaç duyulabilir. Fotoğraf makinesinde “diyafram öncelikli pozlama” seçimi yapılırsa, diyafram açıklığı sabitlenir ve makine mevcut ışık koşullarına bağlı olarak uygun enstantaneyi verir. Bkz örtücü hızı öncelikli pozlama ve ışıkölçer.

Diyafram önizleme: 

Refleks (yansıtmalı) fotoğraf makinelerinde pozlama için belirlenen diyafram açıklığındaki alan derinliğini, pozlama öncesinde, bakaçtan görmeyi sağlayan sistem.

Diyapozitif (diapozitif): 

İçinden ışık geçirerek seyredilen pozitif, yani gerçek renkli görüntülü renkli film; slayt, saydam.

Diyapozitif çerçevesi: 

Diyapozitif film karelerinin dış etkilerden korunması ve projeksiyon makinesinde seyredilebilmesi amacıyla yerleştirildiği, camlı ya da camsız, plastik ya da karton çerçeve.

Diyapozitif çerçeveleyici: 

Diyapozitif filmin karelerini tek tek keserek camlı ya da camsız çerçeveleme işleminin el değmeden yapılmasını sağlayan aygıt.

Diyoptri: 

Tek bir merceğin ışığı kırma gücünü (yakınsamasını) anlatan birim; (1 D=1/m).

Diyorama: 

Işık oyunlarıyla gerçekleştirilen, gerçek ve hareket izlenimi uyandıran panoramik gösteri.

Doğal yoğunluk filtresi-ND filtre (neutral density filter-ND filter): 

Fotoğraf makinelerinde, objektife takılarak kullanılan gri renkte filtrelerdir. Tüm renklerde aynı oranda süzüm yaptığı için sonuçsal görüntüde herhangi bir renk kaybına neden olmazlar. Diyafram ve örtücü hızı ile oynamanın mümkün olmadığı durumlarda, makineye girmesi gereken ışığın azaltılması amacıyla kullanılırlar.

Doku: 

Yüzeyin niteliği.

Dolgu: Başka bir ışık kaynağı veya yansıtıcı tarafından ana ışık sayesinde gölgelerin aydınlatmayla atılması, ana kaynaktan gelen ışığın yayınarak gölgelere girmesi. / Gölgelerin ışıkla aydınlatılmasında veya parlatılmasında kullanılan ışık. / Bir alanın renk ile örtülmesi.

Doygunluk / doyma: 

Rengin saflık derecesi.

Doyma: 

Rengin saflık derecesi.

Döner kafa (pan): 

Döner veya top kafaya sahip olmayan bir tripod (üçayak) ya da tek ayak ile yalnızca yatay formatta fotoğraf çekilebilir. Döner kafa sayesinde, fotoğraf makinesi değişik yönlerde çevrilerek tam bir çekim kontrolü sağlanır. Bkz tekayak.

Dönüşümlü malzeme (reversal material): 

Çekimden sonra geçirdiği kimyasal aşamalar sonucunda doğrudan doğruya gerçekteki renk ve tonlara uygun görüntü veren malzeme.

Dpi / DPI (Dots Per Inch): 

Yazıcı ve ekranlarda görüntü çözünürlük ölçüsü. Bir inçkarelik (2.54 cm x 2.54 cm = 6.45 cm2) alana düşen nokta sayısı. Lazer yazıcıların çoğu 300 dpi, ekranların çoğu 72 dpi, inkjet yazıcılar 1200-2400 dpi çözünürlüğe sahiptir.

DSP (Digital Signal Processing): 

Dijital (sayısal) sinyal işlemci: Sinyallerin sayısal olarak temsil edilmesini, bilgilerin çıkarılması, geliştirilmesi ya da analizini yapan işlemci.

DX ayarı: 

Film kasetlerinde bulunan ve film duyarlılığını otomatik olarak makineye aktaran sistem.

Duplicate: 

Slayt filmlerinden yapılan çoğaltma.

Durdurma banyosu (stop bath): 

Geliştirme banyosunda uygun görüntü yoğunluğuna ulaşıldığında filmdeki ya da baskı kartındaki kimyasal işlemi durdurmak için kullanılan kimyasal solüsyon.

Duyarkat: 

Fotoğraf film ve kâğıtlarında, görüntünün oluşturulabilmesi için kullanılan ve gümüş tuzlarından oluşan, ışığa karşı duyarlı katman (emulsion). / Objektiften geçen ışığın görüntü oluşturmak üzere üzerine düştüğü ışığa karşı duyarlı film ya da algılayıcı yüzeyi.

Duyarkat hızı:

Duyarkatın ışığa karşı olan duyarlılığı. Filmlerde ASA, DIN ve ISO; algılayıcılarda ise ISO değerleriyle belirlenir.

Duyarlılık (speed, sensitivity): 

Filmlerde duyarkatın (emülsiyon) ışığa karşı duyarlılığını belirleyen ve ASA/DIN/BSI/GOST gibi birimlerle ifade edilen özellik.

Duyarlılık artırma (hypersensitizing): 

Işığa karşı duyarlı yüzeylerin çekimden önce ışık duyarlılıklarını artırma işlemi. Bu yöntemle yaklaşık %50’lik bir duyarlılık artışı sağlanabilir. Bunun için kullanılması gereken formül: 0.880 Amonyak > 3 ml; saf alkol > 24 ml, su > 1 litre. Film bu eriyiğe mutlaka karanlıkta batırılmalı, süzüldükten sonra hızla kurutulmalıdır. Duyarlılığı artırılan film mümkün olan en kısa zamanda kullanılmalıdır.

Duyarlık (sensitivity): 

Bir duyarkatın ışıktan etkilenme yeteneği, duyarlılık.

Düşen ışık (incident light): 

Herhangi bir ışık kaynağından herhangi bir cisme düşen ışık. Yüzeyden yansıyan ışık, düşen ışık değildir.

Düşen ışıkölçümü (incident light reading): 

Herhangi bir cisim üzerine herhangi bir ışık kaynağından düşen ışığın, bir düşen ışıkölçer yardımıyla ölçülmesi. Düşen ışıkölçer konudan ışık kaynağına doğru yöneltilir.

Düşen ışıkölçer (incident light-meter): 

Fotoğraf çekilecek cisim üzerine düşen ışığı ölçmek için kullanılan, ışığa karşı duyarlı “göz”ünün üzerinde beyaz renkli küresel bir parça bulunan ışıkölçer türü.

Düşük enstantane: 

Pozlanma süresi saniyenin 25’te biri ya da daha kısa olan hızla bir hareketi çekme yöntemi ve bu yöntemle çekilen fotoğraf.

Düz aydınlatma: 

Aydınlık-karanlık zıtlığının amaçlanmadığı aydınlatma biçimi. Ortamın var olan ışığı, floresan aydınlatma gibi. Nesnelerin görülebilmesi için yapılan aydınlatmadır. Bkz notan aydınlatma.

Düzeltme filtreleri (correction filters): 

Renklerin, gözün gördüğüne en yakın biçimde elde edilmesini sağlayan filtrelerdir. S-B pankromatik filmlerin pek çoğu renk tayfındaki tüm renklere duyarlı olmakla birlikte bu duyarlılık gözün duyarlılığına denk değildir. İşte düzeltme filtreleri bu denkliği sağlamak amacıyla kullanılan ve genellikle sarı ve sarı-yeşil renkteki filtrelerdir. Böylece S-B pankromatik filmlerin mavi renge olan aşırı duyarlılıkları azaltılmaktadır.

DX kodu: 

Film kaseti üzerinde, filmle ilgili bilgileri (hızı, poz sayısı vs) içeren kodlama sistemi. Bu, hem fotoğraf makinesi hem de film banyo aygıtlarındaki alıcılar tarafından okunur.

ABCÇ DEFGHIİJKLMNOÖPRSŞTUÜXV YZ

Yeni Kitap / D&R Dijital Köleliğin Sırları
Yeni Kitap / D&R Dijital Köleliğin Sırları