Sosyal Medya

Fotoğrafçılık Terimleri – G Harfi

Gamma: 

Film, geliştirici veya geliştirme işleminin ışığa karşı tepkisinin ölçüsüdür. Fotoğrafçılıkta kullanılmakta olan duyarkatların kontrast ölçümlerinde ve geliştirme (banyo edilme) oranını gösteren karakteristik eğride (zaman-gamma eğrisi’nde), belli bir eğimle yükselmekte olan düz çizgi bölümü. / Monitörde renk sinyali düzeltme ölçüsü. Bkz zaman-gamma eğrisi.

Gamma düzeltimi: 

Görüntü verilerindeki siyah eğrisinin yükselmesini (gradasyon) düzeltmeye yarayan yöntem. Fazla veya az zıtlık (kontrast) içeren fotoğrafların düzeltilmesini sağlar.

Gamut: 

Bir renk sisteminin görüntüleyebildiği ya da basabildiği renk aralığı. Bkz renk aralığı.

Geliştiriciler (developers): 

Işığa karşı duyarlı malzemelerde ışık görmüş gümüş tuzlarını ayrıştırarak siyah metalik gümüşe dönüşmelerini sağlayan kimyasal bileşimlere verilen ad. Böylece gizil görüntü görülebilir duruma gelir. Üç türlü geliştirici banyo vardır: 1. Çok amaçlı banyolar; 2. İnce gren banyoları; 3. Yüksek kontrast banyoları.

Geliştirme banyosu (developer): 

Film üzerinde gizil (gelişmemiş, görünmeyen) görüntüyü görünür kılmak için kullanılan kimyasal banyo; birinci banyo.

Geliştirme işlemi (development): 

Işık görmüş gümüş tuzlarının ayrıştırılarak metalik gümüşe dönüştürülmesi ve gizil görüntünün görülebilir duruma getirilmesi süreci. Doğru geliştirme işlemi; uygun geliştiriciler, doğru sıcaklık, doğru sulandırma oranı, doğru süre ve çalkalama yapılması durumunda, olması gerektiği biçimde gerçekleştirilebilir. Bunlardan herhangi birindeki hata sonucu etkiler.

Geliştirilmiş fotoğraf sistemi (Advanced Photo System – APS): 

35 mm fotoğraf makinesini öğrenmekle zaman harcamak istemeyen bir kullanıcı için Kodak’ın fotoğraf çekimini kolaylaştırma girişimidir. 35 mm filmin 36 mm enine oranla, 1X240 olarak adlandırılan bu filmin eni 24 mm’dir. Aynı boyutta basımı sağlamak amacıyla daha yüksek oranda büyütülmeden dolayı, APS’deki grenler daha belirgin olacaktır.

Geniş açılı objektif (wide angle lens): 

Kısa odak uzunluğuna sahip, konuyu daha geniş bir görüş açısı ile algılayan objektif türü.

Geri plan: 

Bir fotoğrafta asıl konunun gerisinde kalan alan.

Gif / GIF (Graphics Interchange Format): 

Daha az sayıda rengin barındığı görseller için kullanılan bir format (veri düzenlemesi). En fazla 256 rengin kayıt edilmesine izin verdiği için fotoğraf dosyalarında sınırlı olarak kullanılır. Basit hareketli görüntülerin de oluşturulabildiği gif formatı buton ve hareketli kutucuklar için idealdir. Renkli bir zemin üzerine transparan bir şekilde düzenleme yapılmasına da olanak verir. Çok az yer kapladığından genel ağ kullanımı için uygundur.

Gigabayt (gigabyte): 

(1 024 x 1 024 x 1 024=) 1 073 741 824 (yaklaşık 1 milyar) bayttan oluşan bilgisayar, disk alanı veya belge boyutu değeri. Simgesi Gb.

Girişimçizim (interferogram): 

Bir girişimölçerle elde edilen fotoğraf klişesi.

Gizil görüntü (latent image): 

Fotoğraf çekildikten sonra fotoğrafik duyarkatta, pozlama sonucunda oluşan ancak gözle görülemeyen görüntü. Duyarkattaki gizil görüntü, filmde geliştirme banyosunda; algılayıcıda ise işlendikten sonra gerçek görüntüye dönüşür.

Glase (glaze): 

bkz parlatma.

GOST: 

Eski Sovyetler Birliği zamanında Sovyet (şimdi Rusya Federasyonu) Standartlarına göre filmlerin ışığa karşı duyarlılıklarını belirleyen değerler.

Gökyüzü filtresi (sky light filter): 

Genellikle hafif sarı renkli ve (doğal yoğunluk filtrelerinde olduğu gibi) hafif bir yoğunluk içeren, manzara fotoğraflarının çekiminde yararlanılan bir filtre türü. Belirli dalga boylarındaki renkleri süzerek daha doğal görüntüler elde edilmesini sağlar.

Gölge: 

Işık geçirmeyen (saydamsız) bir nesnenin üzerine düşen ışığın geçişini engellemesi nedeniyle kendi üstünde ya da kendi dışında oluşan karanlık bölge.

Gölgeleme: 

Karanlık odada baskı aşamasında görüntünün belirli bir bölümünün daha açık tonda olmasını sağlamak için o bölümün daha az pozlanmasını sağlamak.

Görsel algı: 

Görsel duyunun birincil öneme sahip olduğu algılama biçimi.

Görsel estetik: 

Görüntünün daha iyi algılanmasını sağlayan görsel estetik öğelerin düzenlenmesinin ortaya çıkardığı algılama duygusu.

Görsel sanatlar: 

Görsel algılamanın söz konusu olduğu resim, heykel, fotoğraf, sinema vb sanat dalları.

Görselleştirme:

Görsel güç oluşturacak biçimde tek tek çekimlerin düzenlenmesi. Zihinsel olarak görüntülerin oluşturulması.

Görsel veri: 

Sayısal bilgilerin görsel olarak görüntülendiği veriler. Bir dijital fotoğraf, ekran fotoğrafı, bilgisayarda yapılmış bir afiş çalışması vb çeşitli görsel veriler.

Görüntü: 

Üçboyutlu nesnelerin ışık kullanılarak yüzey üzerinde elde edilen ikiboyutlu sureti.

Görüntü alanı: 

Fotoğraf makinesinin objektifinin bakış açısıyla belirlenen alan. Bakaçiçinde çerçevelenmiş alan.

Görüntü boyutu: 

İki boyutlu yüzey –film ya da fotoğraf kağıdı− üzerinde görsel estetik öğeleri kullanarak yaratılan boyut. Genelde iki boyutlu yüzey üzerinde yanılsama olarak üç boyutlu bir ortam yaratma çabası.

Görüntü boyut oranı: 

Bir görüntünün boyunun eniyle karşılaştırılmasıdır. 35 mm formatındaki yatay duran bir filmin görüntüsü 24 mm yüksekliğinde ve 36 mm genişliğindedir. Görüntü boyut oranı 1/1.5’tur.

Görüntü düzlemi: 

Nesnenin net olarak görüntüsünün ortaya çıktığı iki boyutlu yüzey. Fotoğraf makinesindeki film ya da algılayıcı düzlemi.

Görüntü bozulması (aberration): 

Çekilen fotoğrafların genellikle kenarlarında meydana gelen ve objektiflerden kaynaklanan görüntü bozulmalarıdır. Basit objektiflerde meydana gelen başlıca yedi tür görüntü bozulması söz konusudur. Objektiflerin tasarımı sırasında yapılan bazı düzeltmelerle görüntü bozulmaları önlenebilmektedir.

Görüntü keskinliği (acutance): 

Duyarlı kaman üzerinde görüntüyü oluşturan yoğunluk sınırlarındaki kenar eğimi açısı olup görüntünün seçikliğini (netliğini) belirler. Bu açı büyüdükçe görüntü keskinliği de kaybolur.

Görüş açısı (angle of view): 

Bir kişinin çevresinde net olarak görebildiği açı. / Bir objektifin duyarkat (film ya da algılayıcı) üzerine düşürdüğü görüntünün kullanılabilir bölümünü “görebilen” en geniş görüş açısı. Teleobjektiflere oranla geniş açılı objektiflerde görüş açısı daha geniştir.

Görüş alanı: 

Görüş açısı ve bakış açısının kapsadığı alan. Bu alan, görüş açısı tek gözle ya da çift gözle görmekle ilgili olarak; bakış açısı ise kullanılan objektifin odak uzaklığına göre genişler ya da daralır.

Göz seviyesi: 

Fotoğraf makinesinin insanın göz düzeyinden bakması.

Gradasyon (gradation): 

bkz gri tonlaması. Bkz kerteleme eğrisi.

Gren (grain): 

Film ya da baskılar üzerinde görüntüyü oluşturan noktalar. Yavaş filmler (düşük ISO/ASA değerli filmler, örneğin 25 ISO, 50 ISO) küçük grenlidirler ve oluşturdukları görüntü keskindir. Bunun tersi olarak hızlı filmler (Yüksek ISO/ASA değerli filmler, örneğin 400 ISO, 800 ISO) büyük grenlidirler ve oluşturdukları görüntü keskin değildir; grenler görüntü üzerinde seçilebilir. Bkz kumlanma.

Grenlilik (graininess): 

Grenlerin bir araya kümelenmelerinden kaynaklanan görüntü. Grenliliği yüksek olan bir görüntüde, görüntü sanki noktalardan oluşmuş izlenimi verir.

Gri: 

Beyaz ve siyah arasındaki renk. Bir ışık renginin özü olan temel renk çıkarıldığında görülen renk. Örneğin kırmızı renkten kırmızı çıkarıldığında sadece gri renk görülür.

Gri kart: 

Üzerine düşen ışığın %18’ini yansıtan kart.

Gri ölçeği: 

En açık gri ton değeri olan beyazdan başlayarak en koyu gri ton değeri olan siyaha kadar farklı gri ton değerlerini dereceli olarak gösteren ölçek. Genellikle beyazdan siyaha kadar on farklı gri ton değerini içerir.

Gri tonlaması (gradation): 

Bir görüntünün sahip olduğu gri onlarının sayısal olarak miktarıdır. Yumuşak görüntüde, çok sayıda gri tonu (siyahsız ve beyazsız); normal görüntüde siyah ve beyazın da bulunduğu normal sayıda gri tonu; kontrast görüntüde ise siyah, beyaz ve az sayıda gri tonu vardır.

Güçlü ana ışık: 

Ana ışığın, bir görünçlüğün aydınlatılmasında geniş bir alanı iyice aydınlatacak durumda olması.

Gümüş kazanma (silver recıvery): 

Kullanılarak bozulan kimyasal eriyiklerdeki gümüşü yeniden kazanmak amacıyla girişilen işlemlerdir. Bunun için genellikle üç yöntem uygulanır: Süzme, gümüşle başka bir metalin yer değiştirmesini sağlama ve elektronik yöntem.

Gümüş tuzları (silver halides): 

Işığa karşı duyarlı malzemelerin film duyarkatında kullanılan, ışıktan etkilenmeye açık kristallerdir. Bunların başlıcaları gümüş bromür (agbr), gümüş klorür (agcl) ve gümüş iyodür (agı)’dür.

Gün ışığı (day light): 

Renk sıcaklığı 5400 K (kelvin) olan, güneş doğduktan iki saat sonra oluşan ışığın rengi. Elektronik flaşlar gün ışığı yayar. Genelde kullanılan filmler day light yani gün ışığı için ayarlıdır.

Gün ışığı dengesi (day light balance): 

Piyasada en çok gün ışığını dengeleyen filmler bulunmaktadır. Film üzerinde diğer ışık koşullarına dengelidir notu belirtilmediği sürece, film muhtemelen gün ışığına dengeli olarak üretilmiştir. Bu tür film, doğal ışık veya normal flaş koşulları altında doğal renkler üretecektir. Tungsten ışığında (akkor ışık ampulü) çekildiğinde kırmızımsı sarı bir renk, floresan ışığında yeşil bir renk alacaktır.

Gün ışığı filtresi (sky light filter): 

Parlak gün ışığında çekilen manzara, deniz fotoğrafları silik ve mavileşmiş görünür. Bu tür fotoğraflardaki aşırı maviliği gidermek, fotoğrafa kontrast ve sıcak bir hava vererek canlandırmak için gün ışığı filtresi kullanılır. Çarpanı bir (X) olduğundan (diyafram ve örtücü ayarlarında değişiklik gerektirmediği için) objektifi korumak amacıyla sürekli takılmalıdır.

Güven ışığı: 

Karanlık odada, çalışabilecek kadar ışık sağlayan, duyar katı etkilemeyen özel yapıda bir lambadan elde edilen ışık. Bkz güvenli ışık.

Güvenli ışık: 

Rengi kullanılan emülsiyonu etkilemeyecek şekilde filtre edilmiş, düşük watt’lı karanlık oda ışığı. Genelde yaydığı ışık çok kuvvetsizdir ama karanlık odanın yeterince aydınlanmasını sağlar. Bkz güven ışığı.

ABCÇ DEFGHIİJKLMNOÖPRSŞTUÜXV YZ

Yeni Kitap / D&R Dijital Köleliğin Sırları
Yeni Kitap / D&R Dijital Köleliğin Sırları