Sosyal Medya

Fotoğrafçılık Terimleri – K Harfi

K Harfi – Listesi

K: 

Kilo (bin) önekinin kısaltması. / Anahtar renk veya siyah, CMYK ayrımındaki dördüncü renk.

Kablo deklanşörü (cable release): 

Uzun süreli pozlamalarda, kısa süreli pozlamanın aksine fotoğraf makinesinin hareketi fotoğrafta fark edilir. Bu sorunu ortadan kaldırmak için makine bir tripod (üçayak) üzerine yerleştirilmeli ya da kablo deklanşörü kullanılmalıdır. Kablo deklanşörünün vidalı ucu vardır ve bu uç deklanşöre sıkıştırılır. Kablo deklanşörüne göre yapılmamış bir makinede muhtemelen (kablolu veya kızılötesi ışınlarla çalışan bir düzenek gibi) başka bir kullanım yöntemi vardır.

Kabza: 

Çeşitli tipteki fotoğraf makinelerini kolay ve rahat tutabilmek için bir vida ile fotoğraf makinesinin altına takılan eklenti. El, omuz ve göğüs kabzaları vardır.

Kaçış noktası: 

Perspektifte birbirine paralel olan çizgilerin, ufuk çizgisinde aynı noktada birleşmesi.

Kadmiyum sülfit (cadmium sulphite): 

Işığa karşı duyarlı elektriksel hücrelerin bir türü olup diğerlerine oranla ışığa karşı duyarlığı daha fazladır.

Kadrajlama:

Görüntünün bir kısmının bir amaç için kullanılması, kompozisyonu düzeltme veya bir görüntüyü var olan alana veya biçime sığdırma, çerçeveleme. / Bir görüntünün ihtiyaç duyulan alanını kısıtlamak, çerçeveleme.

Kalotip: 

Talbot’un geliştirdiği, yarı saydam durumdaki kâğıt üzerinde fotoğraf negatifleri elde etme yöntemi.

Kamera obskura (camera obscura / karanlık kutu): 

Günümüz fotoğraf makinelerinin atasıdır. En basit şekliyle bir duvarında küçük bir delik bulunan karartılmış bir odadır. Bu delikten geçen ışık karşı duvarda, dışarıdaki görüntünün baş aşağı gelmiş biçimini oluşturmaktadır. Bu olaya ilk kez MÖ 4. Yüzyılda Aristo tarafından değinilmiş, daha sonra geliştirilerek resim yapımında kullanılmıştır. 16. Yy’de bu araçlara ince kenarlı mercekler yerleştirilmiştir. Kamera obskura’ya ışığa karşı duyarlı bir malzeme yerleştirilmesini ilk düşünen kişi 1800’lerde Thomas Wedgwood olmuş, Fransız Niepce bunu gerçekleştirmiş ve ilk fotoğrafı 1826’da çekmeyi başarmıştır.

Kanama: 

Yazdırıldığında sayfanın dışına taşan bir fotoğraf veya çizgi. / Destek materyalinin liflerinin içinde yayılmış mürekkep.

Kaplama (coating): 

bkz objektif kaplaması.

Kaplama alanı: 

Bir objektifin ortaya çıkardığı görüntünün en net bölgesinin çapı.

Karakteristik eğri (characteristic curve): 

Işığa karşı duyarlı malzemelerin bir anlamda verimlilik grafiğidir. Bu malzemelerin pozlama, yoğunluk, duyarlılık, kontrast gibi konulardaki özelliklerini ortaya koyar.

Karanlık kutu: 

bkz kamera obskura.

Karanlık oda (dark room): 

Filmlerin banyo edilmesi ve kart baskısı yapılması için elverişli bir biçimde düzenlenmiş, karartılmış, gerekli araç ve gereçleri de içeren odadır.

Karanlık oda ışığı (safe light): 

Işığa karşı duyarlı malzemelerle çalışılan karanlık odada bunların ışıktan etkilenerek bozulmalarını önlemek için kullanılan özel ve genellikle kırmızı renkli ışık. Karanlık oda ışığının gerçekten duyarlı malzemeleri etkileyip etkilemediğini saptamak için çalışma yapılan tezgâhtan 1 metre kadar yükseğe yerleştirilmiş lambayı görecek bir noktaya bir fotoğraf kâğıdı bırakmak ve üzerine bir metal para koymak gerekir. Bir süre sonra kâğıt banyo edildiğinde üzerinde paranın izi çıkmamalıdır.

Karanlık torba (changing bag): 

Karanlık odanın yakın olmadığı durumlarda, içinde ışığa karşı duyarlı malzemelerin çeşitli işlemlere tabi tutulabileceği, kalın siyah bezden yapılmış torba.

Kararma: 

Objektif sistemi tarafından oluşturulan görüntünün köşelerindeki renk kaybı. / Bir görüntünün çerçevesi etrafındaki, aydınlatma açısı dar olan ve gerekli açıya sahip olmayan ışık kaynakları nedeniyle gerçekleşen ışık kaybı. / Masaüstü tarayıcıların görüntü keskinliği ve yoğunluğundaki, taranacak alandaki ışık algılayıcılarının alana yetersiz kalmasından kaynaklanan kayıp.

Kare (frame): 

Film ya da bellek üzerindeki her bir görüntü. Gerçekte dikdörtgenseldir. / Objektiften bakaca aktarılan görüntünün alan sınırı.

Karşılıklılık kuralı (reciprocity law): 

bkz pozlama dengesi kuralı.

Kart baskısı (enlargement): 

bkz büyütme.

Kart derecesi: 

Fotoğraf kartının kontrastlık derecesidir. 0-1 derece kartlar yumuşak, 2-3 derece kartlar normal, 4 ve üzerindeki kartlar sert kontrastlıdır.

Kartuş (cartridge): 

Filmin çekilmeden önce ve çekildikten sonra ışık almasını engelleyecek biçimde yapılmış plastik ya da mikadan koruyucu kılıf. Kartuş koruyucu içindeki filmler genellikle minyatür boy fotoğraf makinelerinde kullanılmaktadır.

Kaset (cassette): 

Belirli uzunluklarda (24 veya 36 poz ya da istenilen uzunlukta sarılmış, 35 mm filmin ışıktan korunmak için içine konduğu, metal ya da plastikten koruyucu kılıflı makara kutu.

Katlama (pushed process): 

Filmin hızını ilerletmek ya da kontrastlığını artırmak için filmin normalden daha fazla geliştirme banyosundan etkilenmesi. Bkz zorlama.

Kavrama gücü (resolving power): 

Gözün, objektiflerin ya da ışığa karşı duyarlı yüzeylerin görüntü üzerindeki ince ayrıntıları algılama gücüdür. Fotoğrafçılıkta sonuçsal görüntü hem objektifin hem de duyarkatın kavrama gücü ile yakından ilgilidir. Kavrama gücü bir anlamda, her milimetre kareye düşen çizgi sayısı ile ifade edilir.

Kelvin (K): 

Fotoğrafta ışığın renk sıcaklığını ölçmekte kullanılan birim. Özellikle renkli negatif ve saydam filmlerin renklerine sadık kalması için çok önemli olan renk sıcaklığı, 2000 K’ den 15000 K’ ye kadar değişebilir. Gün ışığının renk sıcaklığı 5500 k’dir.

Kelvinmetre: 

Renk sıcaklığı ölçme aleti, kolorimetre.

Kenar numaraları: 

Üretim aşamasında filmin ferforeli kenarına pozlanan, kare numaraları ve filmle ilgili bilgiler. Bunların ton ve keskinliğine bakılarak film banyo işlemi değerlendirilir.

Kepenk (barn doors): 

Yapay ışık kaynaklarında maskeleme elemanı olarak ışın demetinin yönünü ve yayılmasını düzenleyen hareketli kapakçıklar.

Kerteleme eğrisi (gradation / gradasyon – gri tonlaması): 

Bir görüntüde bulunan renk değerlerinin grafik olarak ifadesidir. Fotoğrafta bulunan toplam aydınlık ve karanlık değerleri ile, kendi renk değeri gradsyon eğrileri ile gösterilen kırmızı, yeşil ve mavi (RGB) paylarını yansıtır. Görüntü işlemlerinde, 45° eğilim gösteren bir doğru göründüğünde, renk değerleri değiştirilmemiştir. Bu doğrunun üstünde bulunan kısımlarda renk değerleri arttırılmış, altında bulunan kısımlarda ise düşürülmüştür.

Keskinlik (acutance / akütans): 

Görüntü keskinliğinin ölçüsü. Görüntüyü oluşturan yoğunluk bölgelerindeki sınırların eğim açısının darlığı görüntünün kesinlik derecesini belirler. Bu açı büyüdükçe görüntü keskinliği kaybolur. Bkzgörüntü keskinliği ve akütans.

Kılavuz değerler (guide numbers): 

Flaş kullanılarak çekilen fotoğraflarda doğru pozlamanın yapılabilmesi için kullanılan ve her flaşın ayrı ayrı sahip oldukları bir değerdir.

Kırmızı göz bebeği etkisi: 

Flaş ışığıyla çekilen renkli fotoğraflarda insanların göz bebeğinin kırmızı görülmesi. Flaş ışığının makinenin objektifiyle aynı eksende olması durumunda orta çıkar. Çekim anında objektife bakılmazsa ya da flaş uyarıcı küçük şiddette çakmalarla gözü alıştırırsa bu etki yok olur.

Kırpma: 

Bir görüntünün istenmeyen bölümlerinin agrandisörde büyütülüp çerçeve dışına atılması. / Fotoğraf çekme aşamasında makinenin görüş açısının ayarlanarak görüntünün istenilmeyen bölümlerinin çerçeve dışında bırakılması. / Sayısal bir görüntünün bilgisayar ekranında gereksiz kısımlarının dışlanarak yeniden çerçevelenmesi.

Kızılötesi (infrared): 

Elektromanyetik renk tayfının kırmızı ucunun ötesinde, görülmesi mümkün olmayan dalga boyuna sahip ışık ışınları. Özel olarak bu renge duyarlı kılınmış filmlerle görüntülenebilirler.

Kızılötesi (IR – ınfrared): 

Elektromanyetik renk tayfının kırmızı ucunun ötesinde, gözle görülmesi olanaksız dalga boyuna sahip ışık ışınlarıdır. Özel olarak bu renge duyarlı kılınmış filmlerle görüntülenebilirler.

Kızılötesi (IR – ınfrared) film: 

Kızılötesi ışığa duyarlı olan film.

Kızılötesi (infrared) ışınlar: 

Elektromanyetik renk tayfının kırmızı ucunun ötesinde, gözle görülmesi olanaksız dalga boyuna sahip ışık ışınları. Özel olarak hazırlanmış film ya da algılayıcılarla görüntülenebilirler.

Kilobayt (kilobyte): 

1 024 (yaklaşık bin) bayttan oluşan bilgisayar, disk alanı veya belge boyutu değeri. Simgesi kb.

Kimyasal sislenme (chemical fog): 

Fotoğraf filmi ya da kâğıtlarının tümü üzerinde oluşan ve görüntü kalitesini olumsuz yönde etkileyen yoğunluktur. Filmin gereğinden fazla geliştirici banyoda tutulması sonucu, ışık görmemiş olan gümüş tuzlarının film üzerine yapışmasından kaynaklanır.

Klonlama (cloning): 

Görüntünün bir bölümünü başka bir görüntüye ya da aynı görüntünün farklı bir alanına kopyalama işlemi. Bkz cloning.

Kloro bromür kâğıtlar (chloride-bromide papers): 

Duyarlı katmanlarında gümüş klorür ve gümüş bromür karışımı içeren fotoğraf kâğıtlarıdır. Baskıda sıcak tonlar oluştururlar.

Kolodyum: 

Fotoğraf camı yapımında ve cerrahlıkta kullanılan, alkolle eter karışımı içinde sıvı durumuna getirilmiş nitroselüloz.

Kompakt fotoğraf makinesi (compact camera): 

Kolay taşınabilir boyutlarda, lensi değiştirilemeyen ve hazır çekim modlarına sahip fotoğraf makinelerine verilen ad. Bkz şipşak.

Kompoze etmek (compositing): 

İki ya da daha çok görüntüyü birleştirme işlemi. Bkz compositing. Bkz kompozisyon.

Kompozisyon (compositing): 

Görsel öğelerin düzenlenmesi sonucunda fotoğrafta ortaya çıkan görsel nitelik. /İki ya da daha çok görüntüyü birleştirme işlemi. Bkz kompoze etme.

Kompresyon: 

bkz sıkıştırma.

Kondansatör (conderser): 

bkz ışık toplayıcı.

Kontak baskı (contact print): 

Görüntülerin özellikle siyah-beyaz fotoğrafların, büyütülmeden önce seçebilmek için negatifle aynı boyda üretilen küçük baskıları.

Kontak baskı kağıdı (contact paper): 

Yalnızca kontak baskı yapılmasında kullanılan, duyarkatları ışığa karşı daha az duyarlı olan genellikle gümüş klorür kâğıtlarıdır.

Kontak baskı şasesi (contact printer): 

Kontak baskı yapılırken kullanılan araçtır. Film şeritlerinin ve kağıdın birbirine yapışık durmasını sağlayacak biçimde yapılmıştır. Filmleri ve kağıdı yapıştıran üst parça camdan yapılmıştır. Kontak baskı şaselerinin en basiti uygun boyutlarda kesilmiş bir cam parçasıdır. Çok daha geliştirilmiş modelleri vardır.

Kontrast (contrast): 

En açıktan en koyu tona geçinceye kadar bir film ya da fotoğraf kağıdında ara gri tonlarının varlığı ya da yokluğudur. Kontrastı etkileyen öğeler ise konunun aydınlatılma oranı, objektifin özellikleri, duyarlı malzemelerin özellikleri, banyo edilme oranı, kullanılmakta olan agrandisörün özellikleri, kullanılan kontrast özelliği ve yüzey dokusudur. Bkz zıtlık.

Konu: 

Fotoğrafı oluşturan nesne, insan, manzara ya da durum, olay.

Konverter (converter): 

Objektifle fotoğraf makinesi arasına takılan ve objektifin odak uzunluğunun artırılması amacıyla kullanılan araçtır. Bu araçlar odak uzunluğunu üzerlerinde yazılı değerlere göre iki ya da üç misli gibi değerlere yükseltirler. Bu arada görüntü kalitesinde kayba da neden olurlar.

Kopya film: 

Pozitif film.

Kostinski etkisi (kostinsky effect): 

Geliştirme banyosu sırasında yeterli çalkalama (ajitasyon) yapılmamasından kaynaklanan ve görüntüde parlak ve karanlık bölgelerin birbirlerine tecavüz etmesi ile sonuçlanan hatadır. Çalkalama bu hatanın oluşmasını önler.

Körük (bellows): 

Objektif ile fotoğraf makinesinin gövdesi arasında bulunan genellikle ray üzerine yerleştirilmiş, esnek yapısı olan bir malzemedir. Raylar körüğün objektif ile gövde arasındaki mesafeyi değiştirmek amacıyla ayarlanmasını sağlar. Bu makro fotoğraf çekimini ve yakını odaklamayı mümkün kılar. Esnek körükler büyük formatlı makinelerde perspektif değişimini sağlamak amacıyla, film yüzeyinde objektifin eğimini mümkün kılar.

Kromatik görüntü bozulması / kromatik sapma (chromatic aberration): 

Beyaz ışıkla aydınlatılmış konuda, renkli kenarlar şeklinde ortaya çıkan bir görüntü kusurudur.Merceklerin aynı konu üzerindeki farklı dalga boylarına sahip renklerden yansıyan ışıkları aynı noktada odaklayamamasından doğan görüntü bozulmasıdır.

Kromojenik: 

Banyo işlemi sırasında renkli boyalar oluşturan fotoğraf filmleri ya da kartları.

Kumlanma: 

Sayısal olarak kaydedilen fotoğraflarda, geleneksel filmlerdeki kumlanmaya benzeyen kirlilik. Görüntü algılayıcı yüksek ışık duyarlığına göre ayarlandığında fazla kumlanma oluşur. Bilinçli olarak kullanıldığında bir tasarım aracıdır.

Kurmaca: 

Olmadığı halde varmış gibi tasarlanmış, kurgulanmış görüntü.

Kuru yapıştırma: 

Fotoğrafla karton fon arasına özel bir tabaka yerleştirip sıcaklık etkisiyle fotoğrafı yapıştırma işlemi.

Kutu fotoğraf makinesi (box camera): 

George Eastman tarafından 1888’de tanıtılan en basit fotoğraf makinesidir. Çok basit ve tek elemanlı bir objektif, ışık geçirmez bir kutu ve arka tarafına film takılmasına olanak veren bir kızaktan ibarettir. Örtücü hızı ve diyafram değerleri sabit olup 1/25 saniye ve f/11’dir. Objektif çok yakın cisimler dışında her şeyi net çekebilecek biçimde seçilmiş ayarlanmış olduğundan ayrıca bir de odaklama sistemi eklenmemiştir.

Kuvvetlendirici (replenisher): 

Kullanılarak özelliklerini yitiren geliştirici banyolara eklenerek güçlerini kazanmalarını sağlayan katkı maddesidir.

Kuvvetlendirme (replenishment): 

Kullanılarak özelliklerini yitiren geliştirici banyolara katkı maddesi ekleyerek özelliklerini kaybetmesini önleme işlemidir.

Küçük boy fotoğraf makineleri (miniature camera): 

Genellikle 35 mm film formatında fotoğraf makinelerinin genel adı.

Küresel görüntü bozulması (spherical aberration): 

Görüntü keskinliğinde kayba neden olan optik hatadır. Bu hatadan yararlanılarak yumuşak odaklı objektifler yapılmaktadır.

Küvet: 

İçine gerekli kimyasal eriyik konularak fotoğraf kağıdı banyosu için kullanılan bakalit kap.

Küvette geliştirme işlemi (dish development): 

Işığa karşı duyarlı malzemelerin ve çoğunlukla tabaka film ve fotoğraf kâğıtlarının, içinde geliştirici banyo bulunan küvetlere tümüyle bastırılarak banyo edilmesi işlemidir.

ABCÇ DEFGHIİJKLMNOÖPRSŞTUÜXV YZ

Yeni Kitap / D&R Dijital Köleliğin Sırları
Yeni Kitap / D&R Dijital Köleliğin Sırları